GENÇ SPORCULARIN ANTRENE EDİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

Frank W. Dick                                                                     Çeviren: Sevil ULUDAĞ

Antrenörler, genç sporcuların kendilerini sergilemelerine yardım edilmesine yönelik çağrılarını kabul ederek bir yanda muhteşem bir ayrıcalık hissi yaşamakta öte yandan büyük bir sorumluluk altına girmektedirler. Burada asıl zor olan husus; genç sporcuların hemen başlangıçta dereceye yönelik gelişim sergilemesi değil, yarışma tecrübesi kazandırmaya dayalı daha geniş kapsamlı bir eğitim; uzun vadeli gelişim ve sporun genel yararlarının sağlanmasıdır. Antrenör ve genç sporcu için "başarı"nın ne anlam ifade ettiğinin sınırları dikkatlice belirlenmek zorundadır.

Sporcularda onlu yaşların başlarında olağan üstü başarılara imza atılan birçok örnek görülmüş ve görülmeye de devam edilecektir; ancak büyüme çağındaki antrenmanların 20'li ve hatta daha geç yaşlarda yarışma amaçlı olduğu unutulmamalıdır. Bununla birlik­e, 20'li yaş sınırına gelindiğinde üst düzey performansa yönelik olarak sporcunun per­formansının antrenörü tarafından düzenli ve dikkatli olarak değerlendirmesinin gerektiği kabul edilmektedir.

Bugün antrenörler için uygulaması çok kolay olan objektif olarak değerlendirme yapmayan etmenler yaş grupları rekorlarından birkaç yaş grubunu temel alan  kulüplerarası müsabakalara kadar uzamaktadır. Bunlar, sonuçların hemen teslim edilmesi açısından düşünüldüğünde aşırı kolay yoldur. Çünkü yapı çerçevesi içerisindeki sınırları zorlamadan kalıcı prensiplerin temel kalıplarını görmemezlikten gelmektedir. Bu tür bir tartışma bizi şu sonuca götürmektedir. Antrenörler, sadece disiplinlerin içerdiği tekniksel bilgileri ve sporcunun yararına antrenörlüğü nasıl kullanacağını değil, aynı zamanda da genç sporculara büyük yaşlardaki sporculardan daha farklı çizgide antrenörlük yapılacağını bilmek zorundadırlar. Bunu uygularken de antrenörlüğe nasıl adapte olunacağı ve uygun olan çalışmanın nasıl yaptırılacağı konusunda bilgili olmak zorundadır.

Bu konudaki farklı alanlar üç ana başlık altında özetlenebilir. –yapı (anatomik husular) fonksiyon (fizyolojik hususlar) ve davranış ( psikolajik hususlar) . Aşağıda bu başlıkların herbiri özet olarak ele alınacak ve daha sonra enç sporcuların antrenman planlamaları tartışılacaktır.

YAPI

Burada özellikle üzerinde durulması gereken nokta, orta şiddetli yüklenmeler yoluy­la büyümeye yönelik pozitif uyarılar sırasında epifizyala etki eden yaralanmalardan ka­çınmaktır. Yüklenme düzeylerinin seçimi ve kontrolünde rehberfik edecek öneri aşağıda sunulmuştur:

-Aralıklı sub-maksimal yüklenme (%89-90) boy uzamasını uyarmaktadır.

-Hacim ve şiddet açısından aşırı yüklenmeler boy uzamasını engellemektedir.

- Kasın kasılması, herşeyden önce kemik kalınlığını artıran temel uyarıdır.

-Sağlıklı büyüme açısından en uygun süreçte olan çocuğa yükleme yapılırken yor­gunluk noktasında çalışma yaptırmak (rahat tekrarlar yapmasına olanak vermeyer yüklemelerle) bu sürece engel olmaktadır.

-Yüklenme tek taraflı strese yol açmamak zorundadır. Geniş kapsamlı ve genel bu kuvvet antrenmanı sistemi, branşa özel çalışmalara yönelik sürecin temelini oluş­turmaktadır.

-Çocuğun kas yapısı tam olarak gelişmeden önce iskelet sistemine yapılan yüklenmeler sağlıklı değildir.

-Yüklenme evresi, uyarı ve toparlanmadan oluşur. Toparlanma sadece tek bir antrenman evresinde değil aynı zamanda antrenman evreleri arasında da sağlanır. Çocuğun gelişim yıllarında diğer birçok strese yol açan etmenlerin bu antrenman evreleri arasında etki yaptığını burada unutmamak gerekir. Aktif ve pasif toparlanma temel özellik ve çeşitleriyle antrenman programı içerisinde yer almak zorundadır.

-Eğer hareketlilik becerisi artmıyorsa hareketlilik genişliğini koruma amaçlı çalışmayı kuvvetle uyumlu bir şekilde artırmak zorunludur.

FONKSİYON

Psiko-fizyolojiksel karışıklığının en üst noktada olduğu ve süreç içerisinde bu içsel değişiklik karmaşasına adapte olma çabası sergileyen çocuğuu organlarındaki hormonal aktıvıte ve doğal büyüme süreci, antrenörlerin belirli adaptasyon alanlarına yönelik çalışmalarında karşı karşıya kaldıkları durumların ne kadar hassas olduğunu vurgula maktadır. Daha ayrıntılı karmaşık sorunların olduğu adölesan dönem (10-15 yaşları ara sı), sporcuların adaptasyona en açık oldukları dönemdir; ancak adaptasyonla ilgili deği şik yapılar çok karmaşık olduğundan hala gelişim süreci içerisindedir. Aşağıdaki hususlar  lar antrenör için faydalı bir rehber olabilir:

- Aerobik antrenmanlar, sıkı bir şekilde programlanmış antrenman evrelerinden ziyade çeşitli eğlenceli oyun tarzı çalışmalar içerisinde en iyi şekilde uygulanır.

- Kalp atım hızı, çok genç sporcularda yüklenmeyi tam olarak ortaya koyan bir gösterge değildir.

- Ergenlik öncesi dönemde kasın biyokimyası anaerobik aktivite için uygun değildir.

- Kadınların yaşamlarında doğal androjenik hormonun en yüksek salgılandığı dönem genç kızlık dönemidir, adölesan hızlı büyüme devri biter bitmez ve cinsel olgunlu­ğa erişilmeden önce düzenli kuvvet antrenmanları uygulanmalıdır.

-Yorgunluk, doğal bir fizyolojik olaydır. Toparlanma, fonksiyonu tam olarak eski ha­line getirmelidir. Eğer bu yapılmazsa ve birikmiş bir yorgunluk ortaya çıkarsa, tıbbi yardıma başvurulmalıdır. Yüklemelerin artırıldığı adölesan dönemde daha uzun bir toparlanmaya ihtiyaç vardır.

-Sürat-dayanıklılık/kuvvet-dayanıklılık kombinasyonları sadece iyi bir teknik ve sü­ratte bu tekniği sergileyebilme kapasitesitesine sahip, genel kuvvetide iyi olan sporcu­lara uygulanmalıdır. Uygun olmayan anaerobik çalışmalarla birleştirilmiş bu kombi­nasyonların genç sporculara uygulanmasından kaçınılmalıdır.

- Dengeli beslenme, normal bir büyüme ve yüklenme kapasitesi için gereklidir.

-Kış çalışmalarının başlangıcında tıbbi kontroller için yeterli zaman ve para harcan­malıdır.

DAVRANIŞ

Davranış bu alandaki en karmaşık öğedir; çünkü çocuğun büyünıesi ve onun dürnyayla ilişkisinde yoğun bir etkiye sahiptir. Burada aşağıdaki öneriler yardımcı olabilir:

- 8-11 (kızlar) ve 8-13 (erkekler) yaşları, beceri edinimine en yatkın dönemdir.

-Gösterimler/filmler, basit bilgiler, modifiye boyutlar ve dikkatlice seçilen egzersizler yoluyla yapılan sağlıklı öğretim metodları çocuğa sunulmak zorundadır.

-Süratli bir şekilde uygulayabilme, tekniğin tam olarak yerleştiğinin göstergesidir ve süreç yavaş yavaş buna doğru ilerlemektedir.

-Küçük yaştaki sporcularda küçük gruplar halinde çalışmak daha iyidir. Sporcu onlu yaşlara geldiğinde, grup antrenörlüğü ile bireysel antrenörlük çok iyi bir şekilde kaynaştırılmalıdır.

-Antrenmanın genel prensibi olan genelden özele doğru gitme sergilenmek zorun­dadır.

-Sporcu antrenmana başlamadan önce, kafasındaki dış dünyayla ilgili sorunlardan arınmayı öğrenmek zorundadır. Eğer sorun karışıksa, antrenörün danışman rolü devreye girer.

ANTRENMAN PLANLAMASI

Bu üç ana başlık ve bunların uygulamadaki yorumlamalarının ötesinde sporcunun gelişimi iki süreç yoluyla ilerler. Bunlardan ilki egzersilerin kronojik sırasıdır.

1. Genel Kondisyon,

2. Temel teknik modellerin oluşturulması,

3. Ozel Kondisyon

4. Ileri teknik modellerinin oluşturulması

Küçük yaştaki sporcuların eğitiminde, bu aşamalardan ilk ikisi kullanılmaktadır. Spor

cunun yaşı, yaş grubu dikkate alınmaksızın, aşağıdaki aşamalara ayrılarak ele alınabilir

1. Aşamada; temel bir genel kuwet, hareketlilik ve dayanıklılık eğitiminden geçirilmiş olan kulüp sporcularına her yarışmaya yönelik bilgi verilir. Her bir antrenman gününde antrenman evresi uygulanır (bir teknik evre ve iki kondisyon evresi). 6. haftadan sonra sporcu kendi dalını seçebilir ve bu doğrultuda Cumartesi günleri ilave teknik çalışma ya par. Sporcunun fiziksel seviyesini gözlemleyen antrenör sporcunun seçtiği dalla ilgili özel kondisyonlanma tasarlayabilir. 9. haftada teknik bilgi konuları içerisinde bayraklara başlanır ve sonra bayrak çalışmaları kondisyonlanma metodu olarak kullanılır ilk önce verilmiş olan hareketlilik çalışmaları, ısınma evresine kaydırılır. 9. haftadan itibare Perşembe yapılan tekrarlı çalışmalar sporcunun ihtiyacı olan mesafeye özel yapılır.

2. Aşamada; sporcunun kondisyonlanmasına ve seçtiği branşa bakılarak haftada gün kendi branşı ve kondisyonlanma ile ilgili çalışma, 1 günde teknik bilgiler verile çalışma içerecek şekilde haftada 3 gün olmak üzere 6 haftalık çalışma yaptırılır. Verile teknik bilgiler ilk hafta sporcunun seçtiği branş; 2. hafta sporcunun seçtiği atlama, ; hafta sporcunun seçtiği atma, ve sonraki haftalarda bunlara ek olarak genel kondisyonlanmayı içerir Sonraki 6 hafta için bu sistem devam ettirilebilir yada 3 günlük değişik çalışmalar yerine sporcunun seçtiği branş ve bununla ilgili kondisyonlanma yaptırılabilir.

İkinci Aşamanın Başları: Dayanıklılık çalışmaları (800 m. yokuş yukarı koşular + enge li koşu ve yürüyüşler)

Salı                   a. Genel Kuvvet aşamalı yada 3-6 set x 10 tekrar, hafif kilolarla

                        b. Her 800 m'de değişen tempoyla 30 dk.lık koşu (130-150/160-180 kalp atımıyla)

Perşembe:        a. 30 dk rahat tempolu koşu (130-150 kalp atımıyla) b. 30-45 dk tekrarlı bayrak koşusu

Cumartesi:        a. Seçilen ikinci branşın teknik çalışması b. 30-40 dk fartlek veya kros koşusu

Not

I.          Perşembe (b) ıçerisinde engel koşucuları engel çalışabilir.

II.    Koşu teknikleri herzaman Perşembe (b) günü olmak zorundadır. Antrenör bu evrede sporcuya koşu tekniği açısından yoğunlaşmalıdır.

III.   Yürüyüşler Salı ve Perşembe günleri, koşu da Cumartesi günleri olmalıdır.

IV.  Sporcunun ekstradan en az bir gün 30-45 dk rahat tempoyla (130-150 kalp atı­mıyla) koştuğu tüm branşların 3 günlük programları özenle hazırlanacaktır.

İkinci Aşamanın Devamı ve Dördüncü Aşama

Salı:                  a. Genel kuwet =>aşamalı yada 2-4 set x 10-15 tekrar, hafif kilolarla

b. Her kilometrede tempo değişimli 45 dk'lık koşu

Persembe:             a. 30 dk rahat tempolu koşu

b. Tekrarlı koşular => 1-4 set x 2-5 tekrar x 300 -1000 m

     yada 2-4 x (600-400-300-200-100m) yada benzeri.

Cumartesi:             a. 30 dk rahat tempolu koşu veya interval antrenman

                            b. 45 dk'lık, 100-200 m ve 10-12 tepeli fartlek yada kros koşusu

 

Not:

I.     Engel koşucuları engelleri atletizm pistinde çalışmalı ve su engeli sıçrama tekni­ği çalışmalarıda uygulamalara eklemelidir.

II.    Yürüyüş sporculan Salı ve Perşembe yürüyüş, Cumartesi günü koşu çalışması yapmalıdır.

    III. Sporcunun ekstradan en az bır gün 30-45 dk. rahat tempoyla (130-150 kalp atımıyla) koştuğu tüm branşların 3 günlük programları özenle hazırlanacaktır.

Üçüncü ve Beşinci Aşama: Sık aralıklı müsabakalara sporcuyu hazır hale getirmek için program tekrar değiştirilmiştir.

Salı:                  a. 30 dakika rahat tempolu koşu

  b. Tekrarlı koşular => 1-4 set x 2-4 tekrar x 300- 600 m yada 2-3 set x (600-400-300-200-100 m)

yada 3-6 tekrar x tempo değişimli 400m'ler (ilk 200m'si yarış süratinin %80'i, ikinci 200m olabildiği kadar süratli)

Perşembe:         a. 30 dakika rahat tempolu koşu

  b. Tekrarlı koşular => 2-3 set x 3-6 tekrar x 150 m yada 2-4 set x3-8 tekrar x 100 m

yada süre tutarak 30-50-70-90-110-130-150 m ve yine süre tutarak geri iniş yada vb.

Cumartesi:       Yarışma

Not:

I. Engel koşucuları Salı günü engel çalışacaklardır.

    II.Yürüyüşçüler Salı günü 2-30 dk yürüyecek ve Perşembe günkü çalışmayada

Salı günkü çalışmayı tekrarladıktan sonra 45 dk daha yürüyüş ekleyeceklerdir.

Şu açıkça anlaşılmak zorundadır ki bunlar sadece öneri nitelığinde programlardır. Antrenörler her aşamada kendine göre programı değiştirecektir. Sonuç olarak, yeni baş­layan sporcular için izlenecek politika, kendi branşındaki yarışmalara hazırlarken aynı zamanda bütün alanlara yönelik gelişimi sağlama olmak zorundadır. Bazı yeni başlayan sporcular haftada üç günden daha fazla çalıştırılabilir. Bu durumda, seçtiği ana branşa yoğunlaşmaktan ziyade sporcunun ikinci branşındaki tekniğini geliştirmek veya kapsamlı bir kondisyon programı uygulamak daha iyi olacaktır.

İkinci süreç antrenman uygulamasının ritmik bir yapıya sahip olmasını gerektirir. 1. Hazırlık

2. Uyum

    3. Uygulama

    4. Toparlanma Böylece sezon başladığı andan itibaren vücudun sahip olduğu ritimler döngüsel yapı kazanmakta ve öyleki antrenmanın kapsamı ve sunum şeklini belirlemektedir.

Final seyri; bireysel sporcunun, antrenörün ve koşulun bütünleyici yapısındaki tür bilgi ve aşamalar birleştirilerek ortaya konulmaktadır.

Olimpiyat madalyası için yarışacak sporcunun gelişiminde rehberlik edilen başlangıçtaki basamakların onlu yaşların başları olduğu açıktır. Sonuç olarak ebeveynler, öğretmen ve antrenörler bu adımlara karar vermede ve yönlendirmede anahtar ka rakterlerdir. Inanıyorum ki bu anahtar karakterlerin bu saygın rollerini yerine getirmesi ve ayrıca bu rol dağılımına destek için fizyologlar ve planlamacılarında bilgiyle donatılma sında bugün tam olarak teçhizata sahip durumdayız.

Yarışma, genç sporcular için motivasyon merkezindeki orta noktayı oluşturmalıdır. Fakat sürecin sonu değil sürecin bir parçası olmak zorundadır. Ulusal yaş grubu şampi yonluğu için bile olsa, çocukların böyle önemsiz bir hedef için aşırı çalıştırılmaları gelişim açısından zarar verici olabilir. Yaş düzeyleri özellikle dikkate alınarak aşağıdakileri haftalık, aylık, mevsimlik, yıllık ve dört yıllık dönemler olarak planlandığı görülmektedir. Uygun egzersizlerin/çalışmaların seçimi, yüklenmelerin karakterleri dikkatli bir şekilde planlanarak yapılır Yaş düzeyleri özellikle dikkate alınarak aşağıdakilerin sağlanması gerekir.

-Yüklenmenin çok şiddetli ve çok erken olmaması 

-Yüklenme ve egzersizin tek yönlü olmaması

- Teknik iyi öğrenilmeli ve yerleştirilmeli

- Kondisyon programları uyumlu ve dengeli olrnalı

-Yüklenme uyarıcı ve toparlanma olarak düşünülmeli; toparlanmada gelişime uygun olarak ayarlanmalı

  - Motivasyon ortamı pozitif olmalı

Sonuç olarak, okul çağındaki çocukların yarışmaya mahkum edilen yılları boş yer harcanmamalıdır. Inanıyorum ki geçireceği antrenmanlar için anlam ifade edecek olmsı vede müsabaka tecrübesinin uzun dönem takip edilmesinin bir parçası olması açısın

dan bu yıllarda çocukları yarış perspektifinde tutmak zorunluluğunda bırakılıyoruz. Spo­rumuzun geleceğinin genç sporcuların elinde olduğu bir gerçektir Ayrıca geleceğin sizin tarafınızdan yoğurulup şekillendirileceğide diğer bir gerçektir.

Ontario Track and Field Association Symposium” Toronto, Ontario, Canada, February 14-15, 1981'de sunulan bildiriden alınmıştır.

KAYNAK:

Track and Field Quartly Review.. Coaching and developing The Young Athle­te. 1982: 82 (3): 19-21.

 

Yayına Hazırlayan : Serdinç ALTAY